ANA SAYFA
HAKKIMDA
HİZMETLER
MAKALELER
HASTA GÖRÜŞLERİ
ONLİNE RANDEVU
BİZE ULAŞIN
Sosyal Fobi
Depresyon Tedavisi
Panik Atak
Dikkat Eksikliği
Cinsel Terapi
Aile Terapisi
Öfke Kontrolü
Grup Terapisi
Sosyal Fobi
Uyku Bozukluğu
Kilo Verdirme
Sınav Kaygısı
Obsesif Kompulsif Bozukluk
Anksiyete
Stres Kontrolü
Psikoterapi Tedavisi
Ergenlik Çağı
Manik Depresif Bozukluk
Hipnoz Tedavi

Bazı sosyal durumlarda hepimiz zaman zaman heyecanlanmışızdır ve bu tamamen normal bir durumdur. Mesela beğendiğimiz bir kişiyle ilk randevumuza çıktığımızda ya da büyük bir salonda konuşma yaparken heyecanlanmamız normaldir. Sosyal fobi ya da diğer bir adıyla sosyal anksiyetede ise durum biraz daha farklıdır; başkaları tarafından yargılanacağımız ya da dikkatle izlendiğimiz düşüncesiyle günlük toplumsal etkileşimlerimize bile yansıyan yüksek ölçüdeki korku ve kaygıdır. Sosyal fobisi olan kişiler başkalarının kendilerine dair korkak, beceriksiz, aptal gibi yargılarla baktığını ya da heyecanlarının ya da yanlış davranışlarının herkes tarafından fark edildiğini düşündüklerinden pek çok yerde durumda toplum önünde konuşmaktan, yemek yemekten, içmekten ya da yazı yazmaktan kaçınabilirler.
Sosyal fobinin iki çeşidi; yaygın sosyal fobi (semptomlar pek çok toplumsal durumu kapsar) ve yaygın olmayan sosyal fobi (sadece bazı toplumsal durumlarda korkular oluşur.)

SOSYAL FOBİ VE ÇEKİNGENLİĞİN FARKLARI

Çekingenlik ve sosyal fobi, içinde bulunduğumuz çevre ve değerler ile birlikte çoğu zaman birbirine karıştırılan iki kavramdır. Liebowitz Sosyal Fobi Ölçeği’nde görüleceği gibi sosyal fobinin en önemli belirtisi kaçınma ve hazırlanıp gittiği sosyal durumlarda bile büyük sıkıntı yaşamasıdır. Kişi eğer duyduğu heyecanı olumlu olarak kullanabiliyor ve bu heyecan onu daha iyi motive edip, çalıştırıp başarılı kılıyorsa burada sosyal fobiden söz edilemez.

SOSYAL FOBİ’NİN NEDENLERİ

Pek çok diğer ruh sağlığı problemi gibi, sosyal fobinin de tek bir nedeni yoktur. Aşağıdaki etkenlerden biri ya da birkaçı sosyal fobinizin nedeni olabilir:

  • Kalıtsallık: güçlü bir kalıtsal bağ olmasa da aile geçmişinde sosyal fobi olan kişilerin hastalığa yakalanma oranı daha yüksektir. Yine de sosyal fobinin ne kadarının kalıtsallığa, ne kadarının öğrenilmiş davranışa bağlı olarak geliştiği açık değildir.
  • Beyin yapısı: Amygdala adı verilen ve beynimizin ortasında bulunan küçücük bir çekirdeğin sosyal fobisi olan insablarda daha aktif çalıştığı belirlenmiştir. Başka bir tahmin, kaygı duyan beyinde bir takım kimyasal ve elektriksel bozukluklar olduğudur; mesela serotonin adı verilen bu maddenin sosyal fobisi olan insanların beyninde normalden az olduğu öne sürülmektedir.
  • Çevre: Sosyal kaygı aynı zamanda öğrenilmiş bir davranış olabilir. Örneğin sosyal ortamda kaygı duyan bir erişkinin davranışını gözlemleyen ya da ilk sosyal deneyimlerinden birinde hata yapıp arkadaşlarının üstüne güldüğü bir çocuk aynı utanç duygusunu duyacağı korkusuyla bu davranıştan kaçınabilir.